http://www.guardiansofmiddleearth.co.uk/game tarih 05.07.2012, 00:33 (UTC)
orta dünyanın 3. çağında gerçekleşen bu oyun
çok müthiş olacakmışa benziyor büyük ihtimalle 5v5 e kadar çıkan odalarda herolarla savaşabiliyoruz.20den fazla asker seçeneği ile oyunu sunan middle earth yapımcılarına sadece
teşekkür etmek kalıyor bize düşen artık oyun çıktıgı gibi satın almak
bu yeni oyunu war in the north'a benzeyecek gibi.
oyunun official sitesi ise:http://www.guardiansofmiddleearth.co.uk/game
oyunun bir videosu ise:
ORKLAR GOBLİNLER VE URUKLAR
J.R.R TOLKİEN tarih 03.07.2012, 11:56 (UTC)
Orklar, Silmarillion ve Yüzüklerin Efendisi romanlarında, karanlık güçler Morgoth, Sauron ve Saruman tarafından asker ve hizmetkâr olarak kullanılan bir ırk olarak resmedilir. Hobbit romanında orklar, baş düşmandırlar, -muhtemelen bu yüzden- goblinler (şeytanî cinler) olarak adlandırılırlar.
Konu başlıkları
Tolkien'in etkilendikleri
Ork , Eski İngilizce orcneas kelimesinden esinlenilmiş bir isimdir. Beowulf destanında orcneas, Grendel'in tanıtıldığı bölümde, Kabil'in soyundan gelen ırklardan birisi olarak anlatılır ("Şanon untydras ealle onwocon,/eotenas ond ylfe, ond orcneas," . 1954'te kaleme aldığı bir mektupta Tolkien, ork kelimesini "şeytan" anlamında kullandı, -kurguladığı Orta Dünya dillerindeki- diğer benzer anlamlı kelimelerle olan sesletim benzerliğini bu anlamı tercih etmesinin sebebi olarak gösterdi. 1954'te elf dilleri üzerine yazdığı bir makalede Tolkien, "ork" kelimesini "kötü ruh veya öcü" olarak vermektedir, Eski İngilizce kelimenin kökeni olarak ise Latince -yeraltı tanrısı- Orcus'u gösterir.
Hobbit romanındaki goblinler hakkında Tolkien'in bir açıklaması şöyledir:
"Doğrudan kişisel birikimime dayanmıyorlar, fakat -sanırım- goblin kültürüne çok şey borçluyum... özellikle George McDonald'ınkilere, hafif ayaklar dışında ki buna hiç inanmadım."
Orta Dünya'da orkların çeşitli adlandırılışları
Yüksek Elflerin dili Quenya'da, orklara urco, çoğul olarak urqui denilirdi, "öcü" veya "karabasan" anlamına gelen bu kelime korkuyu kışkırtan bir anlamı haizdir. Gri Elflerin dili Sindarin'de ismin tekili orch çoğulu yrch olarak geçer. Cücelerin dili Khuzdul'da tekili rukhs çoğulu rakhâs olarak bilinir. Drúedain ya da Vahşilerin dilinde gorgûn, Mordor'un Kara Lisan'ında ise uruk kelimesi kullanılır (Örn; uruk-hai, anlamı; "ork halkı"). Ork, aynı ismin Rohirric dilinde kullanılan versiyonudur. Hobbitler de uzak akrabaları Rohan'dan ötürü bu ismi kullanırlar, bununla birlikte hem Rohirric'teki hem de Hobbitçe'deki kelimenin kökleri elf dillerine uzanır.
Uruk ve uruk-hai isimleri zamanla orkların bir altkolu ya da bir altkolları grubu olan urukları adlandırmak için kullanılmıştır; bunlar kendilerinden daha zayıf olan diğer orklara snaga (köle) derler. Gri Elfler, orkların tamamını birden Glamhoth (gürültülü topluluk) olarak adlandırır. İlk kez Hobbit romanında bahsedilen orklar için, goblin kelimesi kullanılmıştı. Orta Dünya Tarihi'nde, Boldog adında bir ork liderinin bahsi geçer,[6] fakat daha sonra Boldog ismi, kişi ismi olmaktan ziyade orkların bir altkolunu adlandırmak için veya onlarla ilgili bir terim olarak anılır.
Orklar, Goblinler ve Uruklar
Tolkien'in eserlerinde ilk kez -1915'te yayımlanan- Goblin Ayakları şiirinde goblinlerin adı geçer. Bu onun aynı zamanda ilk basılan eseridir. Şiir, Oxford Poetry'nin Blackwells tarafından basılan yıllık sayısında yer alır. Şiirde goblinler, yabanî cinler olarak anlatılır, yaklaşık 45 yıl sonra Tolkien bu şiiri çocuksu olarak dışlayacaktır.
Kayıp Öyküler Kitabı'nda ork ve goblin isimleri elflerle savaşan ve onları esir alan yaratıkları adlandırmak için kullanılır. Christopher Tolkien'e göre, Tinúviel'in Öyküsü'nde yazar goblinlerle orkları alenen birbirinden farklılaştırırken, Turambar'ın Öyküsü'nde iki isim eşanlamlıdır. Gonglar denen bir topluluk bazı yerlerde orklardan farklı[8], bazı yerlerde ise orkların alttürü olarak bahsedilir. Christopher Tolkien, gongların -orklarla akrabalıkları diğer halklarca pek bilinmeyen- karanlık yaratıklar olduğunu belirtir. Goblinler ve orklar bazı yerlerde "Melkor'un yaratıkları" olarak geçer, bazı yerlerde ise bağımsız yaratıklar olarak tasvir edilirler. Elf dilleriyle ilgili iki sözlükten -yaklaşık 1915 çalışması olan- Öykü Sözlüğü'nde (Quenta Lexicon) ork kelimesi "canavar, şeytan" anlamlarına gelirken, -yaklaşık 1917 çalışması olan- Cüce Sözlüğü'nde (Gnomish Lexicon) ork ismi, gong ismi tanımlanırken "bir goblin; bir ork boyunun bir üyesi" şeklinde goblinin bir tanımlaması olarak geçiyor. Christopher Tolkien ilgili sözlükte ayrıca -daha sonra Noldora dönüşecek olan-gnome sözcüğünün, kelime kökeni goblin kelimesine dayandırılan bir türev olduğunu belirtir.
Hobbit'te, arazilerinden izinsiz geçtikleri için cüceleri esir alan Dumanlı Dağlar halkı ve daha sonra insanlara, elflere ve cücelere karşı yaptıkları Beş Ordular Savaşı'ndaki aynı halk goblinler olarak anılır; bu adlandırma Kayıp Öyküler Kitabı'ndaki konseptle uyumludur. Romanın bir yerinde Gandalf, Bilbo'yu Yabaneller'deki "tarif edilmez goblinler, hobgoblinler ve orklarla" korkuturken ve bir başka yerde Thorin'in kılıcının Elfçe ismi Orcrist sözcüğüyle ork ve goblin farklılaştırılmıştır.
Yüzüklerin Efendisi'nde ork genel kullanılırken, goblin sözcüğü daha çok hobbitlerin konuşmalarında geçer. Romanın ikinci bölümü İki Kule'de Saruman'ın uruklarını sıradan orklardan ayırt etmek için goblin sözcüğünün tercih edildiği kısımlar yer alır:
"İrice cüsseli, esmer, çekik gözlü, kalın bacaklı ve geniş elli dört asker goblin vardı. Geniş yüzlü kısa kılıçları vardı, bu kılıçlarla birlikte üzerlerinde -normalde orklarda görülen- kavisli palalar yoktu. İnsanların yaylarına denk boyda ve şekilde yayları vardı."
Ayrıca:
"Ortada bir kazığın üzerinde büyük bir goblin kafası vardı; kafanın parçalanmış miğferinde beyaz işaret hâlen ayırt edilebiliyordu."
Metinde geçen "beyaz işaret"ten anlaşıldığı kadarıyla, kafası kesilmiş goblin bir uruktu. Tolkien'in belirttiğine göre Saruman'ın urukları, karşılığı "S" olan bir Elf rünü ile işaretliydi.
Tolkien ayrıca Hobbit’in bazı baskılarında yer alan şu notu kaleme almıştır:
"Orc İngilizce bir kelime değildir. Birkaç yerde görülür fakat genelde goblin -ya da daha iri türleri için hobgoblin- sözcüğüyle karşılanır. Orc, bu yaratıklara hobbitlerin o dönemde takmış olduğu bir isimdi. Orc ile pek bir ilgisi bulunmayan ork sözcüğü, yunus benzeri deniz canlılarına verilen bir isimdi."[4]
Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi'nin ilk taslaklarında goblin kelimesi her yerde kullanılırken, hobgoblin sözcüğü daha iri ve daha kötü goblinler için kullanılırdı. Hobbit sözcüğünün muhtemel kökenlerini araştırırken Tolkien, hobgoblin sözcüğüne yüklediği anlamda hata yaptığını, hob- önekinin geleneksel olarak daha iri varlıkları belirtmek için değil, aksine daha küçük varlıkları belirtmek için kullanıldığını farketti.
The Peoples of Middle-earth’le yayımlanan, The Adventures of Tom Bombadil de dahil, Yüzüklerin Efendisi-sonrası yazılarında ve birçok makalesinde Tolkien kelimenin ork şeklindeki yazımını tercih etti. Orc şeklinde yazıldığında, kelimenin sıfat hâli orcish şeklinde yazılır ve /orsiş/ olarak okunur. Tolkien kelimenin sıfat hâlinde /k/ sesinin /s/ olarak dönüşüm geçirmesini istemiyor, sıfatın /orkiş/ olarak okunmasını istiyordu. İsim ork olarak yazıldığı takdirde sıfat hâli de orkish şeklinde yazılmakta ve /orkiş/ olarak okunmaktadır.
Goblinlerin fiziksel görünümleri
Goblinler çirkin vücutlu ve dişleri kirli insansılar olarak betimlenmiştir. En irileri insan boyundadır, fakat genellikle ortalama insan boyundan kısadırlar, hatta bir hobbit kadar kısa olabilirler (Yüzüklerin Efendisi'nde Frodo ve Sam ork kılığına girerek gerçek kimliklerini orklardan gizlerler). Mefhum-u muhalifinden hareket edilecek olursa, insan-ork melezlerinin fiziki görünümleri "boyları insan boyu, yüzleri goblin yüzü" şeklinde tasvir edilmesinden yola çıkarak, normalde orkların boyunun insandan kısa olduğu sonucu çıkmaktadır. Bununla beraber, bazı orklar uzun olmasalarda geniş vücutludurlar. Orkların birçoğu -maymunlarda olduğu gibi- uzun kolludurlar. Birçoğunun bacakları çarpık ve sırtları kamburdur. Kanlarının rengi -yeniden canlandırılmış ölüleri andırır şekilde- siyahtır.
Tolkien, mektuplarından birinde orkları açıkça şu sözlerle tasvir etmektedir:
"...kısa boylu, geniş vücutlu, yassı burunlu, soluk benizli, geniş ağızlı ve çekik gözlü; açıkçası -Avrupalı gözüyle- Moğolların daha aşağı ve daha sevimsiz versiyonlarıdır."
Üstte alıntılanan görüşün ırkçı olduğu nitelemelerine cevaben, Tolkienci Steuard Jensen, Tolkien Newsgroups FAQ başlıklı yayınında şöyle yazmıştır:
"İlk bakışta bu yorum bariz şekilde ırkçı olarak görünmektedir, fakat "Avrupalı gözüyle" nitelemesini sarfetmiş olması yorumu farklı bir çerçeveye oturtmaktadır: Tolkien bununla, açıkça, farklı kültürlerin güzellik hakkında farklı ölçütleri olduğunu ve izlenimlerinin herhangi bir bilinçaltı üstünlük duygusu barındırmadığını ortaya koymaktadır. Dahası, Tolkien orkların gerçekten Moğol tipli olmadıklarını, fakat "aşağılık ve iğrenç" bir insansı ırk olduğunu belirtir.
Tolkienci Michael Martinez'in, Orta Dünya hakkında rehber bilgi sunan Parma Endorion isimli serbest telifli e-kitabında yaptığı yoruma göre Tolkien:
"...gerçek görünümünden uzaklaştırılıp bozulduğunda, canavarsı ve yoldan sapmış hâle gelen bir insan tipine ihtiyaç duymuştur. İşin aslı pek çok Asya kültürü, kötü tanrıları ve şeytanları buna benzer bir tipte sunmaktadır. Tolkien'in tercihinin ırkçılıktan değil, engin bir mitolojik anlayıştan ilham aldığını düşünüyorum."
Martinez ayrıca Tolkien'in orklarının tarihsel bağlamda, Orta Dünya'daki yağmacı ve düşman topluluklar olması açısından, Hunlardan esinlendiği fikrini savunmaktadır. Tolkien'in yazılarını Batılı bir bakış açısıyla kaleme aldığı düşünülürse, Hunların (ve Moğol İmparatorluğu'nun) Avrupa'ya girmiş oldukları hesaba katıldığında bu bakış açısı şaşırtıcı görünmemektedir.
Yine de bazıları tarafından Yüzüklerin Efendisi'nin batılı beyaz Avrupa halklarını "iyi", esmer tenlileri ve çirkin olanları ise "kötü" olarak tasvir ettiği ileri sürüldü. Steuard Jensen, Tolkien Newsgroups FAQ'sunda, Tolkien'i bu şekilde okumanın "karanlık" ve "aydınlık" arasındaki savaşın sembolizasyonunun, yanlış bir bakış açısıyla "beyaz" ve "siyah" arasındaki bir ırk mücadelesi şeklinde anlaşılmasına yol açtığını savunur. Jensen ayrıca, Tolkien'de, "siyahlık", "beyazlık", "açık renklilik", "koyu renklilik" vb. deri renginin iyi ve kötü olanı ayırt etmek için özellikle kullanılan belirleyici ölçütler olmadığını ve Sauron'a hizmet eden esmer tenli insanların (Haradrim'in) aslında kalplerindeki bir kötülük meyliyle değil, isteksizce Sauron'a hizmet ettiklerini vurgular.
Bütün bunlara ilaveten, Tolkien ırkçılık hakkında bizzat şöyle demiştir:
"Bilimsellikten uzak ve tamamen zararlı ırkçı öğreti düşüncesine herhangi bir katkıda bulunmuşsam, bundan pişmanlık duymalıyım."
Ork türleri
Diğer Orta Dünya ırklarına nazaran ork ırkının alt türleri daha farklılaşmış özellikler gösterir. En bariz örneği uruklardır. Uruk-hai ırkı, daha iri daha güçlü ve daha kara derilidir. Uruklar, daha küçük ve zayıf olan diğer orklara snaga (köle) derler. Orkların türleri arasında görünüşleri bir yana, özellikleri bakımından da değişiklikler görülür. Sauron Urukları üstün vasıflı askerler iken, koklayıcılar da denilen daha zayıf bir ork türü, iz sürücü vasfına sahiptir (Kralın Dönüşü'nde bunlardan birisinin yanında iki urukla birlikte hobbitlerin izini sürdüğü bahsi geçer). Saruman Urukları, Sauron Uruklarından daha uzun ve daha insan görünümlüdür. Sauron Urukları ise daha uzun kolludur (Örn; İki Kule'de bahsi geçen Uglúk). Saruman Urukları güneş ışığına daha dayanıklıdır. Orta Dünya Tarihi'nde Tolkien ork şeklinde bedenlenen -Boldog olarak bilinen- bazı maiaların varlığından bahseder.
Saruman kendi tasarladığı orklar yetiştirdi (Aragorn daha önce onlardan hiç görmediğini söyler). Tolkien, Morgoth's Ring'in "Myths Revisited" bölümünde Saruman'ın adam-orklar ve ork-adamlar ürettiğini yazar. Saruman Uruklarının Dağlılarla orkların bir melezlemesi olup olmadığı açıkça belirtilmez, bununla birlikte yarı-orklar ve goblin-adamlar olarak da bilinen ork-adamlar, melezdir.
Orklar başlangıçta Angband'da Morgoth'a tabi idiler. Tolkien bazı notlarında, Morgoth'tan sonra orkların bazı krallıklar kurduğundan bahseder. Daha sonra Mordor'da Sauron'a tabi oldular. Yüzük Savaşı'nda bazıları Isengard'da Saruman'a hizmet etti. Sauron, İkinci Çağ'ın sonunda Yüzük'ü düşmanlarına kaybedince, bazı orklar bağımsız işler yürüttü. Hobbit'te anlatılanlar gerçekleşmeden önceki bir zamanda orklar Gundabad Dağı'nı ele geçirdi ve başkent yaptı. Sauron tekrar ortaya çıkana kadar orklar bağımsız örgütlendiler. Dumanlı Dağlar Orkları, Ulu Goblin liderliğinde bir dönem; Moria Orkları Azog ve daha sonra oğlu Bolg liderliğinde bir dönem; Gram Dağları Orkları ise birlikte Shire'a saldırdıkları Golfimbul liderliğinde bir dönem örgütlü yaşadılar.
Ork kültürü
Tolkien, ork kültürü ve eşyaları hakkında ayrıntıya girmez. Orklarda da bir çeşit şifa kültürü olduğu biliniyor (Hobbitleri kaçıran ork birliği, Merry'nin yarasına sert bir iyileştirici tatbik eder). Orkların zırhları, elflerinki kadar kaliteli olmasa da işe yarar sağlamlıktadır. Kamaları ve okları zehirlidir (Aragorn'un Sam'in yarasını tedavi ederken belirttiğine göre zehirli bıçak yarası almamakta Sam talihliydi). Orklar, Isildur'u zehirli oklarla vurmuştu.
Korkunç şarkılar söylemeyi severler (Hobbit'te olduğu gibi). Dumanlı Dağlar Goblinleri işkence aletleri ve öldürücü eşyalar tasarlayabilen minik yapılı bir ork türüdür.
Beslenme kültürü
Hobbit'te Tolkien orkları "daima aç" olarak resmeder. Ancak eserin üslûbu dikkate alındığında bunun bir mübalağa olup olmadığı belirsizdir. Orklar atlar ve insanlar da dahil her türlü eti yerler. Orkların kendi türlerini de yediklerine dair kesin bir ifade geçmese de, orkların kendi türlerini de yiyebileceklerine dair üstü kapalı ifadeler vardır. İki Kule'nin Üçüncü Bölümü'nde Mordor Orklarının lideri Grishnákh, Saruman Uruklarını ork eti yemekle itham eder, muhatabı ise bunu kızgın bir şekilde inkar eder. Buradan anlaşılan yamyamlığın ork toplumunda bir tabu olduğudur, ya da orklar kendi türlerini yemeyi aşağılık bir beslenme veya kendi türlerini zayıflattığı için aptallık olarak görürler. Cirith Ungollu Shagrat, zehirlenmiş halde yerde yatan Frodo'nun yahni olması gerektiğini söyleyen muhatabına asıl kendisinin yahni olması gerektiğini söyleyerek çıkışır. Buradan orkların yahni tarzında bir yemek yaptıkları biliniyor. Daha sonraları Shagrat kamasındaki ork kanını yalamakta bir sorun görmeyecektir ki bir çeşit yamyamlık olarak telakki edilebilir. Sonraki bir olayda Shagrat itaatsizlik eden bir snagayı kendisini yemekle tehdit eder; bununla birlikte bu tehdit muhtemelen bir kızgınlık ifadesidir.
Dil
Orkların kendi dilleri yoktur. Çeşitli dillerden derlenmiş kelimelerin bozulmuş versiyonlarını kullanırlar. Her bir ork topluluğunun diğerinden çok farklılaşmış bir lehçesi olduğu için, kullanılan ortak bir ork dili yoktur. Bu yüzden Ortak Lisan'ın kaba bir şivesini ortak konuşma dili olarak kullanırlar. Yüzüklerin Efendisi'nde geçen bazı ork kelimeleri Kara Lisan'dan gelmedir (Örn; ghâsh, ateş; sharku, yaşlı adam; snaga, köle ). Tark (Gondorlu) sözcüğü Ortak Lisan'dan ve orijinal olarak Quenya tarkil (soylu adam) sözcüğünden gelir.
Sauron, Üçüncü Çağ'da Mordor'a döndüğünde Barad-dûr'daki hizmetkârları ve ordularının komutanları Kara Lisan'ı kullanmaya başladı. İki Kule'de Kara Lisan'ın avam kullanımına örnek teşkil eden bir cümle vardır; Mordorlu Grishnákh, Isengardlı Uglúk'a söver: "Uglúk u bagronk sha pushdug Saruman-glob búbhosh skai!". The Peoples of Middle-earth'te Tolkien cümleyi şöyle tercüme eder: "Uglúk lağım çukuruna, sevgili gübre pisliği, büyük Saruman aptalı, ğa!" Tolkien dilleri konusunda akademik analizler yayımlayan Vinyar Tengwar dergisi şu tercümeyi önerir: "Uglúk, pis kokulu Saruman pisliği ile birlikte gübre çukuruna , domuz bağırsakları, ğa!"
Kara Lisan'ı icad etmede Tolkien'in Hititlerin ve Hurrilerin dilini model aldığını öne sürenler vardır.
Orklar ve kötülük
Orkların iyiliğe ve kötülüğe meyli konusunda Silmarillion'daki bir bilgi bir ipucu verir; Dagorlad Savaşı ve peşinden gelen Barad-dûr'un kuşatılışı ile ilgili olarak "Bütün canlı varlıklar o gün ikiye ayrılmıştı, her türden bir kısım, hatta dört ayaklılar ve kuşlar bile her iki orduda saflarını almıştı, sadece elfler hariç. Elfler, bölünmemiş bir hâlde Gil-galad'ın emrindeydi. Cücelere gelince, birazı diğer saftaydı, fakat Morialı Durin'in akrabaları Sauron'un karşısında yer aldı." (Güç Yüzüklerine ve Üçüncü Çağ'a Dair). Sadece elflerin tam birlik olduğu bilgisi dikkate alındığında, buradan yola çıkarak en azından bazı orkların Sauron'a karşı savaştığı sonucu çıkmaktadır, yine de bu, metnin aşırı yorumlanması olarak değerlendirilebilir. Sauron'a karşı değilse bile, orkların birbirleriyle sık sık savaştıkları bilinir. Orkların kazanılabilirliği ile ilgili olarak Tolkien bir mektubunda şöyle der:
"Hemen hemen "kazanılamayacak kadar kötü" diye yazmıştım; fakat bu çok aşırı olur. Çünkü onların mahiyetini kabul ederek veya hoş görerek -ki bu, reel varoluşları için gereklidir- orklar bile, Tanrı’nın olan ve böylece nihaî anlamda “iyi” olan dünyanın bir parçasıdır. Tanrı'nın bunu hoş görmesi, günümüzde tiranlar tarafından insanların planlı olarak canavarlaştırılmasını hoşgörmekten daha kötü bir ilahiyat olmaz herhalde."[kaynak belirtilmeli]
Morgoth’s Ring’de Tolkien, orkların kazanılamaz olmasa da, elfler veya insanlar tarafından kazanılamayacağını öne sürmektedir.
Tolkien, orkların doğal olarak kötü olmadıklarını ancak kendi istekleri dışında Morgoth ve Sauron'un köleleri ve maşası olduklarını kabul eder, herkesten nefret ettikleri gibi efendilerinden ve hatta kendilerinden de nefret ederler. Bir yazısında şöyle yazmıştır: "Birinci Dünya Savaşı'nda hepimiz orklardık"[kaynak belirtilmeli].
Orkların kökeni
Orkların kökeni belirsizdir. Tolkien'in yazılarında, kötülüğün yoktan var etme yeteneğinin olmadığı teması işlenir, buradan yola çıkarak, orkları orijinal olarak türeten kişi olan Vala Morgoth'un onları yoktan yaratmış olamayacağı sonucuna ulaşılır.
Beowulf'taki orc-néas’tan (ork-ölüleri’nden) farklı olarak, Tolkien'in hiçbir yayımlanmış eserinde dişi orkların bahsi geçmez. Yine de, Silmarillion’da onların elf ve insan benzeri olarak türetildiği belirtilir ki bu dişi orkların var olduğunu ima eder. Hobbit’te, ork Azog'un Bolg adında oğlu vardır. Aynı eserde, Bilbo ile karşılaşmasından az önce Gollum'un genç bir goblin ufaklığını yediği anlatılır (Goblinler, bir ork türüdür).
2002'de, Tolkien'in The Letters of J. R. R. Tolkien'de yer almayan mektuplarından birisi Sotheby's'de açık artırma ile satışa sunuldu. 1963'te Mrs. Munsby adında birine yazılmış bu mektupta Tolkien, dişi orkların varlığını doğruluyor. Mektuptaki ilgili cümleleri:
"Ork kadınları olmalıdır, fakat öykülerde orklardan, kötü efendilerin hizmetindeki ordularda görevli savaşçı askerler olmaları dışında pek bahsedilmediği için, onların yaşamları hakkında doğal olarak çok şey öğrenemeyiz. Pek bilinen bir şey yok."
Topraktan türeyiş
J. R. R. Tolkien tarafından öne sürülen en eski teoriye göre orklar Morgoth'un büyüsüyle taş ve balçıktan türetildiler. Kayıp Öyküler Kitabı 2'de geçen Gondolin'in Yıkılışı'nda "yerin balçığından ve sıcaklığından türetildiler" (İng "bred from the heats and slimes of the earth") şeklinde bahsedilir. Gondolin'in Yıkılışı (The Fall of Gondolin), Tolkien'in tamamen kaleme aldığı ilk Orta Dünya öyküsüdür, 1917'de kaleme alındı).
Ölümsüz olduklarına veya çok uzun yaşadıklarına dair Hobbit romanında bir ipucu şöyledir; Dumanlı Dağlar orkları uzun zamandır kayıp olan kılıçlar Orcrist ve Glamdring'i çabucak tanırlar. Buradan, kılıçlar ortadan kaybolduğundan beri gelip geçen nesillerin sayısının kılıçların ork hafızasındaki görünümünü unutturmayacak derecede az olduğu veya belli bir yaştan sonra yaşlanmadıkları yönünde bir fikir doğsa da Tolkien'in Hobbit eserini yazdığı sırada henüz Silmarillion'da anlatılacak olan olaylardan sonra Hobbit'teki olaylara dek birkaç bin sene zaman geçtiği fikri kurgulanmamıştı. İki Kule eserinde Gorbag ve Shagrat, Sam'in kulak kabarttığı konuşmalarında Son İttifak'ın "Büyük Kuşatması"ndan sanki binlerce sene önceki o kuşatmaya tanık olmuşlar gibi bahsederler. Bu "Büyük Kuşatma" sözüyle kastedilen -o esnada devam ediyor olan- Minas Tirith kuşatması veya yaklaşık bin sene önce yaşanmış olan Minas Morgul kuşatması da olabilir. Azog oğlu Bolg'un babasının ölümünden 140 sene sonra ölmesinden de anlaşılacağı üzere orklar en az birkaç asır ömür sürerler. Bu son anılan teori, Morgoth's Ring'deki "Myths Transformed" makalesinde verilen bir bilgiyle de uyumludur; orkların ömürleri Númenorlulara nisbetle kısadır.
Orkların kökeni ile ilgili yukarıda verilen bu bilgiler Silmarillion'da geçtiği için, birçokları bu teoriyi Tolkien'in son görüşleri olarak kabul etti. Yine de, görüleceği üzere, Tolkien daha sonra farklı görüşler belirtti ki -her ne kadar eserlerinde değinmese de- en son belirttiği görüşler onun son görüşleri olarak kabul edilmeye daha uygundur. Bununla birlikte üstte anlatılan teori, Tolkien'in yayımlanmış eserleri ile en uyumlu olanıdır.
Yoldan çıkmış maialar
Orta Dünya Tarihi inceleme serisinde (özellikle Morgoth's Ring’in "Myths Transformed" bölümünde) Birinci Çağ'da yaşamış Boldog gibi veya Bilbo ve beraberindeki cüce kafilesiyle karşılaşan Ulu Goblin gibi bazı ork liderlerinin aslında yoldan çıkmış maialar olduğu, maddi alemde ork şekline büründüklerine dair tespitler yer alıyor:
"Bu varlıkların bazıları düş veya hayalet olabilir ancak diğer bazıları hiç şüphesiz Melkor'un bazı hizmetkârlarının aldığı şekiller, çocukların asıl şekillerinin küçültücü ve alaycı versiyonlarıydı. Melkor'un emrinde çok sayıda maia vardı, efendileri gibi onların da Arda'da görünür ve algılanabilir şekle girme güçleri vardı."
"Boldog, Savaş'la ilgili öykülerde çokça anılan bir isim. Boldog'un kişisel bir isim olmayıp ya bir unvan veya bir yaratık türünün adı olma ihtimali var: Ork şeklindeki Maialar. Yalnız, balroglardan daha az korkunçlar."
"Melkor birçok rûhu yoldan çıkardı, bazıları Sauron kadar kudretli, veya balroglar gibi daha az güçlü. En küçükleri, orkların atalarıydı."
İnsan-ork melezleri
Tolkien ayrıca Morgoth'un generallerinden Sauron'un -muhtemelen Morgoth'un aktif olduğu dönemde onun talimatıyla- orkları ve insanları melezlediğini belirtiyor. Uruk-hai ırkının bu şekilde türetildiği düşünülüyor. Bu yöntem daha sonra Yüzük Savaşı döneminde Saruman tarafından tekrarlandı, böylece Saruman kendi melezlerini yaptı.
"Şüphe yok ki ileride Üçüncü Çağ'da Saruman bunu yeniden keşfetti, veya kitaplardan öğrendi, ve efendi olma şehveti onu buna, en kötü işini yapmaya sevketti: Orkları ve insanları melezlemek. Neticede, şeytanî, büyük Adamorklar ve güvenilmez, aşağılık Orkadamlar türetti."
Tolkien ilk başlarda bütün orkların, yoldan saptırılmış ve işkence edilmiş elflerin soyundan geldiği hipotezi üzerinde durdu, fakat sonraları bu teoriden -Christopher Tolkien'in, Morgoth's Ring isimli çalışmasında ("Myths Transformed, text X") anlattığına göre- memnuniyetsizlik hissettiğini gösteren yorumları mevcut. Ñoldorin Köleler kavramına yapılan göndermeleri silmeye başladığı aynı dönemde, orklar için yeni bir köken bulma arayışına girdi. Tolkien'in çözmek için bütün Orta Dünya evrenini (Arda kozmolojisini ve Arda'nın tarih öncesini) yeniden kurgulamaya gittiği birkaç sorundan birisi orkların kökenidir. İnsanların kökenini neredeyse elflerin uyandığı tarihe kadar uzatarak Tolkien muhtemelen orkların bozulmuş insanlar olduğu teorisini kurgulamaya çalıştı. Tolkien bu yeni teoriyi tamama erdiremeden öldü ve böylece Silmarillion’da orkların elf kökenine atıfta bulunan teori işlendi.
Duyuları gelişmiş yaratıklar
Tolkien'in diğer varsayımlarında orklar insansı şekillerde hayvanlar olup, Karanlık Lord'un (önce Morgoth, sonra Sauron) iradesiyle güçlendikleri işlenir:
"Orklar insansı şekilde hayvanlardır [...]"
Bütün orkların Karanlık Lord'a bir şekilde bağlı oldukları anlaşılıyor; efendileri yenildiğinde, orklar şaşırdı, umutsuzluğa düştü ve düşmanları tarafından dağıtıldılar. Morgoth'un yenilgisinden ve Arda'dan sürülüşünden bin sene geçtiğinde orklar artık ufak boylu ve özelliklerini yitirmiş, Dumanlı Dağlar'da yaşayan kavgacı kabilelere dönüşmüştü. Ancak, Sauron döndüğünde orklar tekrar bir miktar güçlendiler. Son İttifak'ın Sauron'u yenilgiye uğratmasıyla aynı dejenerasyon yeniden yaşandı. Sauron Kuyutorman'a Ruhçağıran olarak döndüğünde orklar tekrar güçlenmeye başladılar.
Diğer fantastik kurgulara etkisi
Tolkien'in orkları kendisinden sonraki fantastik kurgulara ve oyunlara büyük etki yaptı, bu orklar diğer birçok kurgudaki orkların (ve ork benzeri ırkların) öncüsü oldu. Warhammer Fantasy, Forgotten Realms ve diğer oyunların orkları Tolkien'in orklarından Tolkieninkilerin kısalığının aksine insandan uzun olmaları ve genellikle Tolkien'in orklarının siyah cildli ve sarı gözlü olmasına rağmen diğerlerinin orklarının yeşilimsi tenli ve yeşilimsi gözlü olmaları ile ayrılır.
C. S. Lewis, Aslan, Cadı ve Dolap’ta arkadaşı Tolkien'in orklarına bir gönderme yapmış gibidir. Aslan, Taş Masa'daki ölümüne gittiğinde hikaye anlatıcı, Beyaz Cadı'nın etrafında toplanan birçok yaratığın adını anar ki bunlardan birisi de "Orknies"dir (bu isim ayrıca Eski İngilizce (Anglosaksonca) bir terim olan "orcneas"ı çağrıştırıyor).
Uyarlamalar
Tolkien'in eserlerinin film sahnelerinden video oyunlarına kadar birçok uyarlamasında orklara yer verildiği görülür. Hobbit'in 1977 animasyon uyarlamasındaki goblinler Maurice Sendak'ın eserlerindekine benzetilerek tasvir edildi[26] ve anılan çizgi filmin devamı olan 1980 yapımı Kralın Dönüşü'ndeki orklar da aynı tarzda betimlendiler.
Bazı uyarlamalar goblinleri orklardan farklı bir ırk olarak resmeder. New Line Cinema'nın Peter Jackson imzalı Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde, The Lord of the Rings: War of the Ring ve The Lord of the Rings: The Battle for Middle-earth II gerçek zamanlı strateji oyunlarında bu imâlar görülebilir. İlk anılan oyunda goblinler, orkların ve urukların yanında savaşırlarken, ikincisinde goblinler ayrı bir birlik olarak oyunda seçilebilmektedir.
Yüzük Kardeşliği filminde bazı uruklar çamurlu çukurlardan sanki bir torbanın içerisindeymiş gibi ve tamamen yetişkin olarak doğdukları görülür (Bu kurgulama, Saruman'ın ordusunu uzun bir zaman devam eden asker yetiştirme süreciyle değil de kısa sürede (hatta bir gecede) hazırladığı kurgusuna destek olması için kullanıldı).
The Battle for Middle-earth II oyununun The Rise of the Witch-king eklentisinde Angmar birliğinde orkların başkenti Gundabad Dağı'na atıf olarak "Gundabad Orkları" adında piyade sınıfı bulunur. Dumanlı Dağlar Goblinleri gibi onlar da savaşta bazen warglara binerler.
urukların oluşu hakkında bilgi :
Cüceler Tarihi
J.R.R TOLKİEN tarih 02.07.2012, 23:59 (UTC)
Genel özellikler
Silmarillion’da cüceler, elflerden daha kısa ve daha sağlam yapılı olarak tasvir edilirler. Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdırlar. Her ne kadar ölümlü olsalar da, ortalama yaşam süreleri 250 yıldır.[21]
Yüzüklerin Efendisi’nde belirtildiğine göre cüceler nisbeten yavaş çoğalırlar, bunun sebebi cüce kadınlarının oranının erkeklerin üçte biri olmasının yanında kadınlarının hepsinin evlenmemesidir. Cüce kadınlarının ses tonu, görünüşleri ve -nadiren katıldıkları- seyahatler sırasında giydikleri giysiler, cüce erkeklerine çok benzer. Diğer halklardan bir kişi, bir cüce erkeğiyle bir cüce kadınını zorlukla birbirinden ayırt edebilir veya hiç ayırt edemez. Bu sebeple, diğer halklar arasında cücelerin taştan bittiği şeklinde bir yanlış inanış yayılmıştır. Tolkien'in bahsettiği tek cüce kadını Dis'tir. The War of the Jewels’ında, Tolkien hem erkek cücelerin hem de kadın cücelerin sakalı olduğunu belirtir.[22]
Tolkien'in cüceleri metal işçiliği, demircilik ve taş işçiliğinde ustadırlar. Savaşta çok serttirler, silahları baltadır (Tolkien'in efsanelerinden sonra üretilen birçok fantastik kurgu çalışmasında da cüceler baltayla özdeşleştirilmiştir). Cüceler ayrıca yay, kalkan ve kazma kullanmışlardır.[23]Diğer fantastik kurgu cücelerinden farklı olarak Tolkien, cücelerinin savaş çekici kullanıp kullanmadığına açıkça değinmez.
Cüceler yer altında yaşadıkları için kendi gıdalarını yetiştiremezler, bu yüzden de elfler ve insanlar ile ticaret vasıtasıyla gıdalarını temin ederler. The Peoples of Middle-earth’te "Of Dwarves and Men" makalesinde belirtildiğine göre, insanların yiyecek üretiminde, tarımda, hayvancılıkta gelişmiş oldukları bölgelerde, cücelerle insanlar arasında ticari ilişkiler kurulurdu. Bu ticari akışta, insanlar cücelerin her türlü gıda ihtiyacını karşılarken, cüceler de insanların yollarını, silahlarını, üretim aletlerini ve inşa işlerini yaparlardı.
Yüce Tanrı Ilúvatar tarafından yaratılan elfler ve insanlardan farklı olarak cüceler, Vala (meleksi varlık) Aulë tarafından yaratıldılar.
Cüceler Birinci Çağ ve İkinci Çağ'ın büyük bir kısmında elfler ve insanlar ile dostça temellere dayanan ilişkiler geliştirdiler (Nogrod Cücelerinin, Thingol'e ihanetleri bunun istisnasıdır). Üçüncü Çağ'da Moria'nın dış dünyaya kapılarının kapatması ile birlikte cücelerin, özellikle elflere karşı güvensizlikleri arttı. Bununla birlikte, ileriki dönemlerde Kuyutorman Elfleri ve Vadi İnsanları ile samimi ilişkiler kuruldu. Ayrıca Üçüncü Çağ boyunca Hobbit halkıyla da kararsız ilişkiler kurdular. Shirelı bir Hobbit olan Bilbo Baggins, Yalnız Dağ'ın hakimiyetini geri alma mücadelesinde yaptıklarından sonra, Dağ'ın altındaki cüce krallığında büyük saygınlık gördü.
Dil
Khuzdul dilinin yazı sistemi Cirth
Cüceler yaratılışlarından beri Khuzdul dilini konuşurlar. Bu dil, cüceler için bizzat Aulë tarafından oluşturuldu. Bu dil (canlı bir dil olsa da) Aulë tarafından, orijinal olarak oluşturulduğu için, insanların dillerinde görüldüğünün aksine elf dilleriyle hiçbir bağ taşımaz. Buna ilaveten, cüce dillerinin insanların ilk dilleri üzerinde etki yaptığı tahmin ediliyor[24] Khuzdul'un en önemli özelliği çok gizli bir dil olmasıydı (dil hakkında bilgi sahibi olduğu bilinen tek yabancı, Kara Elf Eöl'dür). Cüceler, Khuzdul dilindeki isimlerini hiçbir zaman diğer halklara açıklamadılar, bu konudaki ketumlukları mezartaşlarında bile gerçek isimlerini kullanmamaya kadar varmıştır. Khuzdul dili, Cirth alfabesi ile yazılırdı. Cirth, elfler tarafından geliştirilmiş bir runik yazı sistemidir. J. R. R. Tolkien'in ne yayımlanan eserlerinde ne de özel çalışmalarında Khuzdul üzerine kaynak bilgi bulunabildi, sadece bir mezartaşı yazısı ve bir savaş nârası. Savaşta şöyle nâra atarlardı: Baruk Khazâd! Khazâd ai-mênu! (Cücelerin baltaları! Cüceler üzerinizde!) Moria cücelerinin Üçüncü Çağ'daki son lideri Balin'in mezartaşında ise şunlar yazılıdır: BALIN FUNDINUL UZBAD KHAZAD-DÛMU (Moria Efendisi Fundin oğlu Balin) Bunun dışında Khuzdul lisânı hakkında bilinenler, Kibil-nâla (Gümüşdamar) gibi tek başına kullanılan bazı kelimelerden ibarettir.
İsimler
Tolkien, cücelerin isimlerini değişik yapay dillerde türetti. Kendi dilleri Khuzdul'da kendi milletleri için Khazâd derlerdi. Elfler Quenya dilinde onlar için Kasári, Sindarin dilinde ise Hadhodrim derlerdi. Elfler tarafından ayrıca Naugrim ("bodur halk"), Gon-hirrim ("taş efendileri") ve Dornhoth ("huysuz halk") olarak bilinirler. Tolkien, Hobbit romanındaki onüç cüceden onikisinin ismini tamamen İskandinav mitolojisinden iktibas etmiştir (Hobbit romanında bir büyücü olan Gandalf'ın ismi de İskandinav mitolojisinde bahsi geçen cücelerden birinin adıdır).
Boylar
Silmarillion’da cücelerin yedi boya ayrıldığı belirtilir. Tolkien'in hikâyelerinde geçen üçünün adı şöyledir:
Uzunsakallar (Durin'in halkı), Dumanlı Dağlar'da Khazad-dûm şehrinde yaşarlar;
Alevsakallar, Mavi Dağlar'da Nogrod'u kurdular;
Genişdirekler, Mavi Dağlar'da Belegost'u kurdular;
Birinci Çağ bittiğinde hayatta kalan cücelerin tamamına yakını Durin’in soyundan geliyordu. Yedi soydan dördü hakkında ise Tolkien, isimlerini belirtmekten başka bir bilgi vermemiştir:
Ufakcüceler (İng. Petty-dwarves) asla öğrenilemeyen kimi sebeplerden dolayı çok eski zamanlarda mensubu oldukları cüce boylarından sürülen cücelerden müteşekkil bir millettir. Birinci Çağ'da Ered Luin'den (Mavi Dağlar'dan) batıya geçen ilk cüceler bunlardır. Alevsakallar ve Genişdirekler Mavi Dağlar'da Nogrod ve Belegost'u kurmadan çok önceleri Ufakcüceler Nargothrond ve Amon Rûdh'u kurdular. Bu iki yerleşim yeri, Beleriand’da kurulduğu bilinen ilk yerleşim yerleridir.
Sindarin dilinde Noegyth Nibin olarak bilinirler; bundan başka Nibin-Nogrim ve Noegoethig olarak da bilinirler. Quenya dilinde, kendilerine Pitya-naukor denir. Zamanla, Batı Beleriandlı Ufakcücelerin nüfusu tek bir aileye kadar azaldı ve en sonunda nesilleri tükendi.
Henüz cücelerle hiç karşılaşmamış olan Sindar Elfleri (Gri Elfler), Ufakcüceleri küçük hayvanlardan biraz daha uzun yaratıklar olarak gördüler ve onları (Levain) Tad-dail "iki bacaklı (hayvanlar)" olarak isimlendirdiler. Ufakcüceleri bazen yiyecek niyetine ve bazen de spor niyetiyle avladılar.[25]Ta ki Ered Luin Cüceleri Sindar Elfleri ile iletişime geçti, o zaman Sindar elfleri "iki bacaklı"ların gerçekte ne olduğunu anladılar. Bundan sonra Sindar, onları kendi hallerine bıraktıysa da bu ateşkes olduğunda Ufakcücelerin kalbinde bütün elflere karşı çoktan derin bir nefret kök salmıştı.
Ufakcüceler birkaç yönden normal bir Orta Dünya cücesinden farklıydı; daha küçük ve son derece asosyaldirler, ayrıca gerçek Khuzdul isimlerini hiç saklamazlar, diğer cüceler Khuzdul dilini ve bu dilde türetilmiş gerçek isimlerini bir sır olarak saklarlar. Bu son özellikleri, Ufakcücelerin yurtlarından sürülme sebepleri olabilir.
Noldor Elfleri Orta Dünya'ya geri döndükten bir süre sonra yaşanan Mücevherler Savaşı sırasında Ufakcücelerin neredeyse tamamı öldü. Onlardan geriye Amon Rûdh'da yaşayan Mîm ve iki oğlu Ibun ve Khîm'den başka kimse kalmadı. Bu son aile, Túrin Turambar ve grubuna Amon Rûdh'da barınma imkânı sağladılar. Mîm bir zaman sonra bir ork birliğine yakalandı ve Túrin'e ihanet etmek bedeli ile hayatını kurtardı, fakat oğullarının öldürülmesine engel olamadı. Mîm daha sonra ejderha Glaurung'un terkettiği bir defineyi sahiplendi. Bir süre sonra, Túrin'in babası Húrin tarafından öldürüldü.
Tarih
İlk cücelerin uyanışı, elfler kadar eskiye gider. Birinci Çağ'da, güneş ve ayın henüz yaratılmadığı Ağaçlar Çağı olarak da bilinen uzun ve karanlık dönemde ilk elfler ve onlardan bir süre sonra da cücelerin yedi atası uyandı.
Yaratılış
Tolkien'in eserlerinde cüceler, bütün Orta Dünya'nın Melkor'un orduları tarafından kontrol edildiği Karanlık Çağlar olarak da bilinen Ağaçlar Çağı'nda yaratıldılar. Vala Aulë tarafından yaratıldılar. Diğer Valar bundan habersizdi, fakat Ilúvatar Aulë'nin gizlemeye çalışmasına rağmen meseleyi biliyordu. Ilúvatar, cücelerin yaratılışının karanlık bir amel olmadığını biliyordu ve cücelerin yedi atasının canlarını bağışladı. Bununla birlikte, elflerden önce uyanmamaları arzusuyla cücelerin yedi atasını uykuya daldırdı (Eru Ilúvatar, elfleri "İlkdoğanlar" olarak tasarlamıştı). Bunun üzerine Aulë, cücelerin atalarını taş odalara kilitleyip Orta Dünya'nın kuş uçmaz kervan geçmez bir yerine bıraktı.
Birinci Çağ
Elfler Cuiviénen'de uyandıktan bir süre sonra, cücelerin yedi atası kilitli oldukları taş odalardan serbest bırakıldılar. Yedi atanın en yaşlısı Durin dolaşa dolaşa en sonunda Khazad-dûm şehrini kurduğu yere geldi. Dumanlı Dağlar'da Caradhras (Khuz. Baranzibar), Celebdil (Khuz. Zirakzigil) ve Fanuidhol (Khuz. Bundushathûr) doruklarının altındaki doğal mağara boşluklarında Khazad-dûm şehrinin ilk yontmaları Durin tarafından işlendi. Şehrin halkını Uzunsakallar (Durin'in halkı) teşkil etti. Durin'in hayatı boyunca Uzunsakallar bu yeraltı şehrini iyice genişlettiler ve güzelleştirdiler. Durin çok uzun bir ömür sürdü, öyle ki Ölümsüz Durin olarak bilinir oldu. Durin'in başlattığı Khazad-dûm, Birinci Çağ'dan sapasağlam çıkabilen tek cüce şehridir.
Birinci Çağ'da Khazad-dûm'un batısında ve çok uzağında Mavi Dağlar'da iki cüce şehri daha kuruldu: Nogrod ve Belegost. Henüz elfler Beleriand'a gelmemişti. Belegost Cüceleri zincir zırhı icat ettiler ve ayrıca Sindar Elfleri ile silah ticareti yaptılar. Doriath'ın Elf Kralı Thingol'ün sarayı Menegroth'u Belegost Cüceleri inşa etti. Nogrodlu demirci Telchar, Angrist adı verilen bıçağı ve Narsil adı verilen kılıcı dövdü. Bu iki silah Arda'nın tarihinde en belirleyici silahlardır.
Beleriandlı cüceler Birinci Çağ'da Melkor'un ordularına karşı savaştı. Belegost Cüceleri Sayısız Gözyaşı Savaşı'nda ejderha alevine dayanabilen tek orduydu. Bu savaşta ölen Kral Azaghâl, ilk ejderha Glaurung'u bıçaklamayı başardı.
Nogrod Cüceleri de Melkor'a karşı savaştılar. Bununla birlikte, Nauglamír adı verilen gerdanlığa eklemekle suçlandıkları Silmaril'i elde etmenin arzusuyla Kral Thingol'ü katlettiler ve Silmarili çalarak yurtlarına doğru yola çıktılar. Bunun üzerine Nogrod Cüceleri birkaç misilleme yediler, en sonunda doğuya yurtlarına doğru giderken Ossiriand ormanlarında Laiquendi Elfleri ve entler tarafından tamamen yok edildiler. Öfke Savaşı'ından sonra Beleriand'ın hemen hemen tamamı denize batırıldı ve bu süreç sonunda hem Nogrod hem de Belegost ıssız harabeye döndü. Mavi Dağlar'da yaşayan cücelerden geriye kalanlar Khazad-dûm'a iltica ettiler.
İkinci Çağ
Belegost ve Nogrod şehirlerinden gelen mülteciler Khazad-dûm'un nüfusuna katıldı. Bu sıralarda keşfedilen mithril madeni ile şehrin refahı arttı. Değerli ve sihirli bir maden olan Mithril sadece Khazad-dûm'dan çıkarılıyordu. Bu dönemde cüceler, Eregion Elfleri ve civar bölgelerdeki insanlarla ticareti devam ettirdi. Elf demircileri Güç Yüzükleri'ni ürettiğinde yüzüklerden yedisi cücelerin yedi soyunun liderlerine hediye edildi. Cüceler, Sauron ve Elfler Savaşı'nın ilk yıllarında elflerden yana taraf oldu, fakat İkinci Çağ'ın 1697 senesinde cüceler savaştan çekildi ve Khazad-dûm'un kapıları dış dünyaya kapatıldı. İçinde yaşayanlar bir daha dışarıyla bağlantı kurmadılar. Zamanla elfler, bu mağara-şehri "karanlık yarık" anlamında bir isimle anmaya başladı; Moria.
Üçüncü Çağ
Üçüncü Çağ boyunca Moria Cüceleri zenginleşmeye devam etti. Ü.Ç. 1980'de Moria'nın derinliklerinde mithril çıkarmak için dağı oyarken -içinde bir balrogun hapsolduğu- bir mahzende gedik açtılar, balrog serbest kaldı ve Moria cücelerinin başına bela oldu. Bir yıl boyunca bu iblise karşı mücadele ettiler fakat iki krallarını kaybettikten sonra dirençleri kırıldı. Hayatta kalan cüceler Dumanlı Dağlar'dan kaçtı ve Moria balrogun egemenliği altına girdi. Kaçanlar bir asırı geçkin bir zaman boyunca hiçbir krallık kuramadılar, Ü.Ç. 1999'da Yalnız Dağ'da I. Thráin liderliğinde yeni bir krallık kurdular. Bu krallık bir süre gelişip güçlendi, bu dönemde Arkentaşı olarak bilinen büyük mücevher keşfedildi.
Ü.Ç. 2210'da I. Thorin, Kuyutorman'ın kuzeyine düşen Gri Dağlar'da bir krallık kurdu. Hem bu krallık hem de Yalnız Dağ'ın altındaki krallık bir zaman sonra kuzeyde yayılan ejderhalar tarafından yok edildi ve ejderhalar cücelerin hazinelerini ele geçirdi (Gri Dağlar'daki krallık Ü.Ç. 2590'da bir ejderha topluluğu tarafından, Yalnız Dağ'daki krallık ise Ü.Ç. 2770'te ejderha Smaug tarafından yıkıldı). Gri Dağlar'dan kaçabilen cücelerden Yalnız Dağ'a yerleşmek istemeyenler Demir Teperler'de başka bir krallık kurdular (Demir Tepeler Krallığı, hiç terkedilmeyen ve işgale uğramayan tek cüce krallığıdır). Cücelerin büyük çoğunluğu göçebe bir millet haline geldi. Yalnız Dağ'ın işgal edildiği dönemin kralı Thrór Ü.Ç. 2790'da orklar tarafından katledildi ve bedeni parçalandı. Thrór'un ölümü ile Cüceler ve Orklar Savaşı başladı. Dumanlı Dağlar'da yaşayan bütün orklara karşılık cüce savaşçılarının da yaklaşık yarısı bu savaşta öldü (toplam cüce nüfusunun yaklaşık %35'i), cüceler bu nüfus kaybını asla telafi edemediler.
Sürgündeki cüceler tarafından Mavi Dağlar'da yeni bir krallık kuruldu. Kral II. Thráin sahip olduğu güç yüzüğünün yönlendirmesiyle vahşi doğada sersem hâlde dolaşmaya başladı. Cücelerin yedi yüzüğü içinde, Sauron'un eline geçmeyen veya ejderhalar tarafından ele geçirilmeyen tek güç yüzüğü ondaydı. Thráin bir süre boyunca Orta Dünya üzerinde dolaşıp durduktan sonra o dönemde Ölüm Büyücüsü adıyla Dol Guldur'da faaliyet yürüten Sauron tarafından yakalandı, işkence yapıldı ve güç yüzüğü elinden alındı, nihayetinde Thráin öldü. Ü.Ç. 2491'de II. Thorin Meşekalkan (Ü.Ç. 2790'da katledilen Kral Thrór'un torunu), ejderha Smaug'un Okçu Ozan tarafından öldürülmesi üzerine Yalnız Dağ'daki krallığı yeniden kurdu. Kısa bir süre sonra Beş Ordu Savaşı vuku buldu (Erebor'u istila eden ork ordusu Kartallar, Kuyutorman Elfleri, Vadili İnsanlar, Demir Tepelerli Cüceler (ve Thorin'in kafilesi) tarafından bozguna uğratıldı. Bu savaşta Thorin öldürüldü. Thorin'in kuzeni, aynı zamanda Demir Tepeler'in de kralı olan II. Dáin Demirayak iki krallığın da başına geçti. Yalnız Dağ, bir daha asla terkedilmedi.
Cüceler, Yüzük Savaşı döneminin ana savaşlarında yer almadılar. Bununla birlikte, Yalnız Dağ bir süre Mordor ordularınca kuşatıldı ve Vadi Savaşı'nda Dáin öldürüldü. Sadece bir cüce, Glóin oğlu Gimli Yüzük Savaşı'ndaki bütün önemli belirleyici savaşlarda yer aldı. Elf beyi Elrond'un Ayrıkvadi'deki konağında kurulan Yüzük Kardeşliği kafilesinin dokuz üyesinden biri olan Gimli, Yüzük Kardeşliği kafilesi Amon Hen'de dağılana kadar kafilenin bir üyesi olarak kaldı. Daha sonra yaşanan süreçte, Borukent Savaşı'nda, Pelennor Çayırları Savaşı'nda ve Morannon Savaşı'nda yer aldı.
Dördüncü Çağ
Dördüncü Çağ'ın başında Gimli, Yalnız Dağ'da ikamet eden bazı cüceleri Rohan Borukent'teki Parıldayan Mağaralar'a götürdü. Birlikte burada başka bir cüce krallığı kurdular ve yaklaşık bir asır boyunca krallıkları devam etti. D.Ç. 120'de Aragorn hayata gözlerini yumdu. Aragorn ölünce Gimli ve elf prensi Legolas, Ölümsüz Diyar'a gitmek üzere denize açılarak Orta Dünya'yı terkettiler. Bu olaydan sonra cücelere ne olduğuyla ilgili olarak Tolkien herhangi bir bilgi vermemiştir.
ELFLER VE TARİHİ
J.R.R.TOLKİEN tarih 02.07.2012, 23:35 (UTC)
Elf, J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninde bir ırktır. Elfler, yazar J.R.R. Tolkien tarafından modern edebiyata kazandırılmış ve fantastik kurgunun en popüler öğelerinden biri haline gelmişlerdir.
Özellikler
Elfler, katledilmedikçe veya kederden solmadıkça ölmezler, hiçbir hastalığa yakalanmaz ve uzun yolculuklarda "lembas" adını verdikleri yolazığını kullanırlar. Elfler, İnsanlar'ın, Cüceler'in ve orkların aksine, ağaç kesmezler.
Yaşayış tarzları olarak da, genelde doğa ile iç içe ve gelişimini doğa ile bir bütün olarak sağlayan bir halktır. Büyücülükle uğraşanları da vardır (Galadriel, Feanor gibi). İlk elfler Deniz kıyılarını , ormanları ve dağları mesken edinmişlerdir.(Sindar ın bir bölümü deniz kıyılarında yaşar.Gri limanların kurucusu Cirdan bu yörenin elfidir.Legolas'ın soyu ise ormanları mesken tutan Sindarın soyundandır. Buna karşın Eriagon ve Noldor krallıkları dağlar ve vadilerde yaşar ve iyi birer demircidir.
Tarih
Elflerin mitolojisine yakından baktığımızda onların da "Cennetten düşüş"e benzer bir şekilde Valar'a isyan edip Valinor'dan kovulduğunu görebiliriz. Bu kovuluşun sebebi ise Elf Kralı Fenor'un ürettiği nadide tanrısal elmaslar olan Silmariller'in Morgoth tarafından çalınmasıdır.Bunun üzerine Elfler doğuya Melkor'la savaşmaya gitmiş ve Silmariller'i bulamadan öldürülmüş yakalanmış veya sürülmüşlerdir.Fingolfin, Feanor ve oğulları Turgon, Thingol ve sayısız Elf Kralı ölür. Earandil'in batıya yolculuğuna kadar yeryüzünü hakimiyeti altına alan Melkor, Earendil'in Noldor adına af dilemesiyle Valar ve Batının Elfleri tarafından bozguna uğratılır ve Elfler huzura kavuşur. Ancak bu huzur kalıcı olmaz ve önceden Aule'ye hizmet edip sonradan Melkor'a dönmüş Sauron'un ihanetiyle yüzük savaşı başlar.(Melkor'un yenilişinden sonra Sauron Valar'dan af dilemiştir ve Valar tarafından affedilmiştir.Sadece Mandos bu karardan memnun olmamış ama sesini çıkarmamıştır.)Noldor un Orta Dünya'daki krallığı Eriagon'lu Demirci Elfler'den yüzüğün yapılışını öğrenir ve onlara ihanet ederek Tek Yüzük'ü yapar. Tek Yüzük'ün yapılışından ve Elf Kralları'nın bir bir ölmesinden sonra eski ihtişamını kaybeder Elfler. Sadece Kuyutorman, Ayrıkvadi ve Mithlond'da varlığını sürdürebilirler. Savaşın kazanılmasından sonra Elfler Valinor'a giderler ve o andan sonra yeryüzünde çok fazla Elf kalmaz ve insanların çağı başlar.
ALINTIDIR.
son ittifakın savaşı:
hobbit filmi
yok tarih 02.07.2012, 23:10 (UTC)
Bilbo Baggins sakin yaşayan bir Hobbit'tir. Bir gün piposunu tüttürürken, Gandalf onun kapısını çalar ve ondan zorla bir randevu alır. Aslında bu randevunun amacı, Bilbo Baggins'i 13 cüceyle beraber bir maceraya sürüklemektir.
Maceranın Amacı
Bu maceranın amacı ejderha Smaug'da olan bir hazineyi ondan almaktır. Cüceler bu tip şeylere çok düşkün olduğu için bu hazineyi isterler ve bunun içinde Gandalf'a onlarla gelmesini teklif ederler. Ancak Gandalf onlara her zaman eşlik edemeyeceğini söyler ve kendisi yerine Bilbo Baggins'i yanlarına almalarını teklif eder. Cüceler Gandalf'a güvendikleri için bunu kabul ederler.
Maceradaki Cüceler
Cücelerin bu hazineyi bu kadar istemesinin sebebi şudur: Eski bir cüce krallığı olan Yalnız Dağ'ı (Erebor'u) ejderha Smaug ele geçirmiştir ve çok önemli bir hazineye el koymuştur. Cüceler hem bu hazineyi, hem de Yalnız Dağ'ı (Erebor'u) geri almak için bir kafile toplar. Bu kafileyi toplayan kişi ise Thorin'dir. Thorin Cüceler'in ortak kralıydı ve kendisi de Yalnız Dağ'da (Erebor'da) doğmuştu. Bunun için bir kafile toplar; Balin, Dwalin, Gloin, Oin ve kız kardeşinin genç ve cesur oğulları Fili ve Kili. Ayrıca yetenekli ve cesur Moria kökenli Cüceler de bulmayı başarır. Bunlar; Ori, Dori, Nori ve Bifur, Bofur, Bombur'dur.
Yolculuğun Başlangıcı
Kafile ilk olarak Trollbükü'ne gelir ve orada William, Tom ve Bert isimli Troller'e yakalanır. Silahları olmayan kafile savaşamamışlardır. Fakat, Gandalf gelip onları kurtarır ve Troller'i taşa çevirir. Buradaki Trol hazinesindeki yolluk ve silahlara erişilir; Thorin 'orcrist', Gandalf 'glamdring' adlı eski Elf kılıcını alırlar. Bilbo ise yine eski bir Elf bıçağı olan 'sting'i alır. Bu kılıçların ve bıçağın ortak özelliği, düşman yaklaştığı zaman mavi mavi parlamasıydı.
Bilbo'nun Yüzüğü Alması
Bilbo burada Gollum'le karşılaşır ve yolu bilmediği için onunla bir bilmece yarışması yapar. Gollum kazanırsa Bilbo'yu yiyecek, Bilbo kazanırsa Gollum yolu gösterecektir. Bilbo kazanır; ama Gollum kurallara uymak istemez, yüzüğü takıp görünmez olmak ister. Buna rağmen Bilbo karanlıkta yüzüğü bulur. Gollum bu yüzden Bilbo'ya saldırır ve Bilbo yüzüğü parmağına takıp kaybolur. Bilbo çıkışa gelmiştir; ama Gollum'da oraya gelir. Bilbo onu öldürmeyi düşünür; ama ona acıdığı için öldüremez. Buradan çıkıp Cüceler'le buluşur. Bu sırada Orklar Kurtlar'a haber vermiştir bile. Dışarıda Kurtlar'ın saldırısına uğrarlar. Kafile ağaçlara tırmanarak orada beklemek zorunda kalır. Tam bu sırada Kartallar'ın kralı Dwaihir onları görürü ve diğer Kartallar'ı da alarak kafileyi kurtarır.
Ayrıkvadiye Gidiş
Kafile Ayrıkvadi'ye gelerek Elrond'a konuk olur. Daha sonra buradan ayrılarak dağlardaki geçitlere giderler. Puslu Dağlar'ın kralı Ulu Goblin'e esir düşerler. Ulu Goblin onları uykularında yakalamıştır. Öldürmeye hazırlanırken Gandalf yine gelir ve bir büyü patlaması yapar. Etraf çok karışır, kafile Ulu Goblin ile kısa bir süre savaşır; fakat Gandalf Ulu Goblin'in kalbini keser ve çıkarır. Yine de Goblinler çok daha fazla sayıda olduğu için kafile kaçmak zorunda kalır... Ama Bilbo Baggins kaçarken yuvarlanır ve düşüp bayılır
Kafile Puslu Dağlar'ı sonunda aşar ve Kocaoğlan adlı bir deri değiştiriciye konuk olur. Gandalf Kuyutorman'da kafileden ayrılır. Kuyutorman'da dev örümceklerin saldırısına uğrarlar ve Thorin'i kaybederler; ancak Bilbo yüzüğü takarak kaybolur ve sesler çıkartarak örümcekleri kendine çeker ve kafiledeki Cüceler Balin'in önderliğinde buradan kurtulur. Daha sonra Thorin'i aramaya koyulurlar. Thorin'i, Kuyutorman'ın efendisi Tharanduil yakalamıştır. Cüceler teker teker yakalanır; ama Bilbo yüzüğü takıp yine kaybolur. Bu arada Bilbo, Cüceler'in başında duran adamı kandırır ve hepsini fıçılara koyarak kaçırır. Kafile Yalnız Dağ'a (Erebor'a) varır. Burada eskiden beri yaşayan insanlara sığınırlar. Kafile Bilbo'yu bilgi sızdırması için Smaug'un yanına yollarlar. Bilbo Smaug'u kızdırır ve Smaug bütün şehri yıkar. Ancak oradaki cesur savaşçı Bard'ın attığı ok ile Smaug ölür.
Beş Ordu Savaşı
Cüceler bu şehri yeniden inşa ederler. Şehrin kralı Thorin olur. İnsanlar'ın kralı ise Bard olur; ama hem Tharanduil, hem Bard, hem de Thorin buradaki hazine üzerinde hak iddia eder. O sırada Demir Tepeler'in kralı Dain, Thorin'e yardıma gelir, ortalık bir anda karışır. Fakat Gandalf bir anda oraya gelir ve Azog'un oğlu Bolg'un buraya bir orduyla geldiğini söyler; çünkü babasını Dain öldürmüştür ve hazineyi de almak ister. Ayrıca Ulu Goblin'in ölümü de onu sinirlendirmiştir. İnsanlar, Elfler ve Cüceler savaş için birlik olur. Bu savaşta Kocaoğlan deri değiştirici olduğu için ayıya dönüşür ve Bolg'u öldürür. Savaş bu sayede kazanılır; ama Thorin, Fili ve Kili ölür.
Kral Dain tüm Cüceler'in ortak kralı olur.
işte sizin trailerı:
<-Geri
1
Devam->
Anket
Hata 404-Böyle bir sayfa yok
İLK GİRİŞTE ANA SAYFA BAZEN
404-BÖYLE BİR SAYFA YOK HATASI VERMEKTEDİR. ANA SAYFAYA TIKLAYARAK ANA SAYFAMIZI GÖREBİLİRSİNİZ. SORUNU DÜZELTMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ.